Tam tamına eve vardığımız günün ertesi günü lohusa kafası
başladı. Lohusalığı iliklerime kadar yaşadım diyebilirim. Gece terlemeleri
ardından tir tir titremeler.... Gece boyu 3 tişörtü sırılsıklam olduğu için
değiştirdiğimi bilirim. Sonrasında uykusuzluktan yastık emzirmeye kadar giden
kafa gidikliği, her şeyin fazla gelmesi, bebekle eve alışma süreci.... evin
düzeni hiç kuralamayacakmış hissi... Benim titremelerden sonra annem tüm batıl
inançları yerine getirmişti.Yatak odasına çalı süpürgesi asmak mı dersin, zorla
kırmızı taç taktırmak mı...
Doğumdan sonra hormon istilasının bir çıktısı olarak
lohusalık buhranını tatmış oldum. Herkes de hormon etkileri tabi aynı olmuyor.
Hormonuna göre değişir J
O süreçte şunu dediğimi hatırlıyorum bir daha lohusa
kafasına girmeyeceğimi bilsem hemen tekrardan hamile kalırım.
Hormonlar yavaş yavaş yakamı bıraktılar, önce gece
terlemelerim bitti sonrasında kafamdaki deli sorular ve kaygılar...
Doğum sonrasındaki desteği çok önemsiyorum. Bu kadar çabuk
bu hislerden kurtulmuş olmamın en temel noktası etrafımdaki insanların bana çok
yardımcı olması. Ben de bu süreçte her şeyi kendim yapacağım kimsenin desteğine
ihtiyacım yok kafasına girmedim. Yeni doğum yapmış kadınları yalnız bırakmamak yanlarında
olmak çok değerli. 40’ı çıkmayan lohusa tek başına bırakılmaz anlayışı bu
ihtiyaçtan doğmuş. Yeni doğum yapmış yapacak kişilere tavsiyem yardım etmek
isteyenlere mümkün olduğunca kucak açın çünkü bu süreçte paylaşmak, hisleri içine atmamak en
önemlisi.