Süt izni Sendromu


Geçen hafta itibari ile süt izinlerim bitmiş bulunuyor. Yani bundan böyle Cuma günlerim Çınarık günü olamayacak.
Her gün 1,5 saat olan süt izni  bizim işyerinde genellikle haftada 1 tam gün izin şeklinde kullanılabiliyor. Ben de Cuma günleri kullanıyordum. Haftanın dört günü çalışmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyordum ve artık bitti. Bu konuda çok doluyum. Hatta sinirliyim, kızgınım, kırgınım. Off ki ne off dertliyim. Alışamadım ve kabullenemedim. Hatta kabullenememenin verdiği gazla kamu çalışanları için yürürlükte olan kanunu, özel sektör içinde geçerli sanıp IK departmanını ayağa kaldırmışlığım var. Sonra kös kös yerime döndüm tabi.

Neymiş efendim kamu çalışanları için geçerli kanun ile sgk çalışanlarına tabi kanun birbirinden farklıymış!! Kamu çalışanı annelerinin süt izni süresi daha uzun. Eğer Kamu çalışanıysan bebeğinin süt ihtiyacı daha fazla diye düşünmüşler herhalde. Hangi sektörde ne şekilde çalışırsan çalış annelere tanınan hakların eşit olması gerekir. Kamuda farklı, özel sektörde farklı uygulamayı aklım almıyor arkadaş. Annelik anneliktir. Her bebeğin süt ihtiyacı aynıdır. Süt izin süresi nasıl farklı olabilir yahuuu… Annelik hakkını geçtim süt izni “çocuğun” hakkıdır ve bu hakkı çalıştığın kuruma göre şekillenmesi kadar tutarsız bir uygulama olamaz.

Dünya Sağlık Örgütünün, UNICEF’ in önerisi ve Sağlık Bakanlığımızın politikası;  “bebeklerin ilk 6 ay su bile verilmeden sadece anne sütüyle beslenmeleri ve 6. aydan sonra da uygun ek beslenme ile  beraber emzirmenin 2 yaşına kadar sürdürülmesidir. Buna karşın 2 yaşına kadar devam etmeyen süt izni politikası, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirten cinsten. 

Eğer Kamu çalışanı isen;
Süt izni süresi:
  • Memura, doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde bir buçuk saat süt izni verilir.
 Eğer SGK çalışanı isen;
  • Doğumdan sonra işçilere 1 yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde1,5 saatlik süt izni verilir. 
Tamam 2 yaşına kadar süt izni olma ihtimalini  geçtim, ama eğer kamu çalışanı olsaydım yaklaşık 3 ay daha günde 1,5 saatlik iznim olacaktı. Ama ne yazık ki annelik haklarımızı eşit görmemişler. Ve bana ayrılan süre dolmuş dostlar.
Bir SGK lı olarak bu Cuma çalışıyorum…ve bundan sonraki Cumalarda ...
Happy Friday ozaman.







Doğum Hikayem- bir küçük eylül meselesi

Benim bir küçük eylül meselem Çınarım oldu. 3kg pamuk oğlan, geçen sene eylül ayının tam ortasında planlı sezaryan gününü bekleyen ailesine sürpriz yaparak daha erken kendi istek ve arzusuyla dünyaya geldi.  12 Eylül Cumartesi gecesi Baran’la mısır patlattık ve uzun süredir izlemek istediğimiz Dallas Buyer Club filmini izlemeye koyulduk. Tabi benim ayaklar şiş durumda olduğundan altına bilimum yastık yorgan koyarak ayaklarımın sürekli havada gezdiği bir dönem. Çınar 38+6 haftalık. Film baya etkiledi çok hoşumuza gitti meğersem Çınar doğmadan izlediğimiz son film Dallas Bayer Club a kısmetmiş.

Gece regl tadında sancılarla uyandım. Baktım sancılar belli aralıklarla girip girip çıkıyor. Dedim Baran kalk doğuruyorum galbaJ Baranla sancı aralıkları ne kadar sürüyor diye zaman tuttuk baktık hep aynı aralıklarla geliyor sancılar. Annemler yakında oturuyor, onları aradık bizi almaya geldiler.  Doğum olacak diye düşünmedik aslında. Hastaneye gidip kontrol ettirelim içimiz rahat etsin diye düşünmüştük. Doğuma daha var ne de olsa diye düşünüyorduk sanırım. Bunlar olsa olsa doğuma hazırlık ön sancılardır demiştim lakin öyle değilmiş…

Hastaneye gittiğimizde beni NST’ye bağladılar. Sancılarım geldiğinde yanımda kim varsa elini sıkıca sıkıyordum. 3-4 dakika içinde yine rahatlıyordum. Derken bu şekilde 40 dakika geçirmişimdir. Saat 04:00 suları olmuştu sanırım. Hemşire bu kadar kayıt yeterli dedi grafiğe baktı ve evet  görüyorum görüyorum  bunlar doğum sancıları dedi :p  Nöbetteki kadın doğum doktoru tamam bir de muayene edelim doğum başlamış ise doktorunuza haber vereceğim dedi.  Bu arada bizim doktor Kadiköy Şifa’ nın doktorların Nihan Dedeoğlu. Açıklık var mı diye bir baktık 2 cm açıklık olmuş. Suyum henüz gelmemişti. Doğum başlamış dedi. Doktorumu aradılar, daha önce sezeryan planlamıştık. Haftaya Perşembe doğuracaktım ben. Sezeryan olacağıma en çok annem sevinmişti. Normal doğum olursa hangi ara lohusa şerbetini hazırlayacağı düşüncesi çok germişti annemi :P Çarşambadan güzel güzel kaynatacaktı işte ama oldu mu olmazzz. Çınar normal doğum ile başlayıp sezeryan ile sonlanan bir doğum hikayesinin meyvesi . 

Çınarın boynuna kordon dolanmıştı riske atmak istememiştim.  Kafamda soru işaretleri ile normal doğuma girmek istememiştim açıkçası. Normal doğumu ucundan yaşamış biri olarak ikinci çocuğum olursa şayet ve her şey yolunda giderse normal doğum deneyimi yaşamak çok istiyorum ama her ne olursa olsun bu süreç  "bütün olarak" bir mucize. İster sezeryan ister normal doğum olsun bir önemi yok. Esas bunu vurgulamak istedim. Sezeryan doğum yapan anne daha güçsüz ve ya daha az anne gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil. Önemli olan bebeğin nerden çıktığından çok sağlıkla kucağımızda olması.

Saat 06:15 sularında epidural sezeryan ile Çınarım doğdu. 13 Eylül sabahı bir melek veriler kucağımıza. Meleğimiz şuan 1 yaşında. Nice senelerin olsun Çınarım.

Ah bu ben kendimi nerelere koysam?

Ah bu ben kendimi nerelere koysam?
Hangi köşe başında uyusam da uyanmasam.

Çınarık 10 gün sonra tam 1 yaşına basıyor. Bir aydır elinden tutunca pıtı pıtı yürüyordu. Şimdi de birkaç adım atıp toto üstü oturuyor hemen. Ayakta hiçbir yere dokunmadan durma süresi de hayli uzadı. Kaç yaşındasın Çınar diye sorunca parmağını 1 yapıp uzatıyor ben öğrettim ehe ehe böbürleneyim. Ama tabi soruma canı isteyince karşılık veriyor. Bazen soruyorum ilgisini çekmeyi başaramadıysam kesinlikle cevap vermiyor beyefendi.
Daha hiç tavuk yedirmedim desem. Et ve balık veriyorum. Tavuklara güvenim hiç kalmadı. Hamileyken de doktorum bana tavuk yemeni tavsiye etmem demişti. Yararından çok zararı var. Organik gezen tavuk hangi markanın alacağımı da bilemedim. Dedim en iyisi köye gittiğimizde köyümüz yok o ayrı ama bir gün bir köye gittiğimizde yeriz elbet. Çınara yedirmiyorum dedim ama bizde yemiyoruz. Yani ailecek tavuk karşıtı bir duruş söz konusu. Kuzu etine bayılıyor, balık en kolay yedirdiğim yemek oluyor. Dün akşam balık çorbası yedi mesela kaç kaşık yedi sayamadım.
1 yaşına basmasını iple çekiyordum. En baş nedeni yemek konusunda bazı bazı yasakların ortadan kalkması. Artık birlikte seyahat de daha kolaylaşacak diye düşünüyorum.
Birkaç haftadır simit vermeye başladık. Bizimki pusette durmayan veletlerden. Pusetinde uslu uslu duran bir bebe gördüğümde gözümden ince bir yaş süzülüyor resmen. Pusette kalma süresini uzatan yegane aktivite eline kemirebileceği bir şeyler vermek oluyor. Elma olsun armut olsun galeta olsun veriyorduk. Yeni yeni simit vermeye başladık. Baya oyalıyor kendisini. Bizim bir diğer kurtarıcımız da kangurumuz, pusetin altında adete bir can simidi. Kendisini pek seviyoruz. Dışarıda uykusu geldiğinde de kanguruda ee eee seslerini çıkartarak kendi kendine ninni söyleyip göğsümüzde uykuya dalıyor. Bizimki Ergo baby 360 Kanguru. İnanılmaz memnunum. Fiyatı bazı markalara kıyasla yüksek ama inanın değiyor. Kalıp gibi değil bir kere. Kumaşı sling gibi bebeğin şeklini alıyor. Ergo baby öncesi sling kullanmıştım ama pek rahat edemedim. Ben biraz aceleci bir tipim bağlamak için pek bir uğraş gerekiyordu, dışarda söküp tekrar bağlaması zor geldi bana bir de belime çok yük biniyordu. Kısaca Ergo baby den memnunuz. Her tatilde kurtarıcımız oldu. Dışarı çıkarken eşimle birbirimize kanguruyu sakın unutmaaa diye diye bir hal olduk.

Evet başladığım gibi bitirmem gerekirse “Ah bu ben kendimi nerelere koysam?”.
Çok uykum varrrr!  1 senedir deliksiz uyku yüzü görmedim. Her türlü mecrada bu konuda konuşmak, ahlanıp vahlanmak istiyorum. Rahatlatıyor. Gece düzenimiz hala oturmadı. Çok sık kalkıyor Çınar. Çalışan anne olunca gece özlem giderme seansı gibi de oluyor hem Çınar  hem de benim için. Şimdi hasta diye çok bulaşmıyorum ama iyileşir iyileşmez gece 12:00-05:00 arası emzirmeyi kesmeyi düşünüyorum bakalım.Hayırlısı...
Dün iş yerindekiler hala emziriyor musun 6 aya kadar değil mi emzirme işi diye sordular dedim 2 yaşına kadar emzirin diyolla. 
İnandıramadım dediler olmaz öyle şey. Dedim Pehh!! açın bakın dedim dünya sağlık örgütü ne diyor sonra gelin konuşalım. Pek bir şaşırdılar. 
Dedim işte böyle  anneler yalan konuşmaz.  Bakalım biz kaçı göreceğiz…