"Hungry Hearts" oldukça sarsıcı bir film. 35. İstanbul Film Festivalinde aile bağları kategorisinde yer almış. İzlediğimde hamileydim, konusu beni fena içine aldı. Jude ve Mina aşk evliliği yapıp peşi sıra bebek sahibi olan bir çift. New York’da yaşıyorlar ve Mina Vegan. Mina bebeği doğduktan sonra da bebeğini de vegan beslenme tarzında büyütmek istiyor. İşte çift arasında gerilim bu noktadan itibaren başlıyor diyebiliriz.
Jude ile Mina
arasında çocuğu büyütme tarzı ile ilgili ciddi fikir ayrılıkları ortaya çıkıyor
ve bu durum çiftin giderek birbirlerinden uzaklaşmasına neden oluyor. Mina’nın bebeği
vegan diyetiyle beslemeye çalışması, annenin çok da anlam veremediğimiz bazı davranışları ve gitgide içine kapanması ile filmin ilk bölümünü seyirciye Jude’un kaygı seli içinde izletiyor yönetmen. Jude’un
kaygısı öyle bir noktaya ulaşıyor ki bebeği gizli gizli doktor kontrolüne götürüyor.
Bebeğin et yememesinden kaynaklı gelişim geriliği yaşayabilme ihtimalini
öğrendiğinde bu durum Jude için son nokta oluyor. Mina’dan gizli bebeği
kiliseye götürüp et yedirmeye başlıyor. Gizli gizli götürdüğü mekanın kilise olması da çiftin çizgilerini ne noktada daha da ayrıldığını vurgulayan ayrı bir unsur. Bazı noktalarda Mina’nın akıl sağlığını
yitirdiğini bile düşünüyoruz. Yönetmenin bize bir akıl tutulması yaşattığını
bilmeden...
Ay hemen izleyesim geldiiii...=)
YanıtlaSilGirls'teki adam degil mi bu?
Bir de tam da bir sonraki yazi veganlik mi hk olsun diye dusunurken ustune gelmesi..;)
Evet ta kendisi;)) merakla bekliyorum yazıları muck
Sil