Cuma bir süt izni vakti

Çınarkuş 8 buçuk aylık oldu. Nasıl hızlı geçiyor zaman şaşarak arkasından bakıyorum. Tam tamına sekiz buçuk ay, dile kolay. Bir yandan da her şey uzay hızıyla değişim halinde. Bir bakıyorsun gülümsemeye başlamış, bir bakıyorsun  yumurta yemeye başlamış, bir bakmışsın emekliyor, alkış yapıyor. İnanılmaz hızlı büyüyor ve ben şaşarak tanıklık ediyorum bu anlara. Bir insanın büyümesine tanıklık etmek kadar mucizevi bir şey var mıdır?

İşten eve geldiğimde gülümseyerek elini yumruk yapıp ağzına götürüyor.  Çok sevimli bir sevinç gösterisinden sonra emmek istediğini ima eden sesler çıkarıyor. Ağlamak diyemem ama ona yakın mık mıklanmalar diyelim. Emerken eli sürekli hareket halinde oluyor. Ya elime “çak” yapıyor ya da üstümde ne varsa çekiştiriyor. Ele hiç rahat yok yani. O el sürekli bir şeyle meşgul olacak. Sonrasında oynamaya başlıyoruz. Topunun beşinden emekliyoruz,top nereye biz oraya bir bakmışız kendimizi mutfakta bulmuşuz. Camdan kuşları izleyip gel kuşlar gel demeler(tabi şuan sadece ben diyorum:)), şarkılar söylüyoruz.  Annem yuvalarda İngilizce öğretmeni, sağ olsun repertuvarımızı bir hayli genişlettik bu sayede. Bu aralar  Çınar’ın en fazla tepki verdiği şarkı “Bingo was his name o”. Çok daha küçükken eğer ağlıyorsa sadece “gam gam styla” şarkısı çaldığında susuyordu. Allahtan o günler geride kaldıJ En son araba yolculuğumuzda Beirut ile de sakinleyince bir oh çektik. Şuan Çınar uyuyor ve bende Beirut dinleyerek yorguluğumu hafifletiyorum. Mutlu Cumalar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder